Tünel -Ernesto Sabato
Artık varoluşçu yazarlarla sınama beni Allahım. Amin!
Aslında ben başıma gelecekleri biliyordum da, kendim kaşındım. Kitabın başında yazıyordu: “Romanda, kimseyle iletişim kuramayan tipik bir varoluşçu karşı-kahramanın, insanlık durumunun saçmalığı karşısında içe kapanışını betimledi.” Al işte! Sonra bir de Albert Camus bu kitabın Fransızca’ya çevrilmesine de önayak olmuş. İşte o noktada kaçsam kaçabilirdim aslında. Çünkü artık ne okumam ne okumamam gerektiğini bilecek yaştayım. Varoluşsal sorunlardan uzak durmalıyım, çünkü çözdüm ki ben onları! Vallahi bak!
Camus, Sartre… Ama yok olmuyor işte. Ernesto Sabato’nın yaşam öyküsü de içine çekti beni ve Maria Iribarne’yi öldüren adamın öyküsünü okurken buldum kendimi. Tünel’e girmiş bulundum bir kere. Şimdi üçlemenin diğer iki kitabını da okumam gerekiyor ki tünelden çıkabileyim. (Kahramanlar ve Mezarlar ile Karanlıkların Efendisi) Uzun bir yolculuk olacak.
Tünel… “Evet öldürdüm, ama bir sor neden öldürdüm” sorusundan daha fazlası. Varoluşçu felsefeyi seviyorum diyenler mutlaka okusun. Benim gibi sevmeyen biri de neden bu kadar yazdı bilmiyorum vallahi. Bitti.
Tünel
Ernesto Sabato
Ayrıntı Yayınları / 151 sayfa
#çoksevdim