Kitap

Miguel Littin’in Macerası / Şili’de İllegal

Çok beklemeden, derleyip toplamadan yazacağım çünkü düşüncelerim düşündükçe dağılacak, biliyorum.

Gabriel Garcia Marquez’in en kendisinin olmayan kitabını okudum. Bu kitap Şilili yönetmen Miguel Littin’in Şili’ye illegal yollarla girip diktatörlük günlerinde çektiği filmin macerası. Yani Marquez sadece yazıya dökmüş diyebilirdik de, ama kitabı okurken farkettim ki, vasat bir yazarın elinde bu macera heba olabilirdi.

Miguel Littin Şili’nin yetiştirdiği önemli bir yönetmen ve Allende yanlısı. 11 Eylül 1973’de Albay Pinochet darbe yaptığında ailesiyle kaçmak zorunda kalıyor ve Şili’ye girmesi kesinlikle yasaklanan beş bin kişiden biri. 12 yıl sonra Littin Şili’de bir film çekmeye karar veriyor ve illegal olarak ülkesine giriyor. Birbirlerinden habersiz bir Hollandalı, bir İtalyan ve bir de Fransız çekim ekibini yönetirken aynı zamanda altı da yerel ekip kuruyor. Pinochet’in çalışma odasını bile çekmeyi başarıyorlar. Tabii ki Şilili illegal direniş örgütlerinin desteği ile.

Sonuç: Dört saatlik bir tv ve iki saatlik bir sinema filmi! Daha da önemlisi kanlı diktatöre takılan 32.000 metrelik bir eşek kuyruğu!*

(*Eşek kuyruğu Şilili çocukların oynadıkları bir tür körebe oyunu. Karton bir eşeğe gözleri bağlı bir çocuk kuyruk takmaya çalışır. Kuyruğu doğru yere takan oyunun kazananı olur.)

Peki yönetmen neden böyle tehlikeli bir işe kalkışıyor? Diyor ki: Ülkemin görüntüsünü özlemimin sisleri arasında kaybettiğimden, ne zamandır aklımı çelen bir düştü bu; ve bir sinemacı için kaybolan vatanını yeniden bulmanın en uygun yolu, orada yeniden film çekmektir.”

Miguel Littin tüm bu macerasını Marquez’e anlatmış. Kitapta, başı bu film yüzünden belaya girebilecek kişilerin isimleri ile kimi yer adları değiştirilmiş. 160 sayfada gerilimli bir öykü gibi de okuyabiliriz kitabı. Ama benim en çok dikkatimi çeken şey Şili ve insanlarının yalın anlatımı oldu. Bitince düşündüm ki ancak ülke sevgisini çok içselleştirmiş biri böyle anlatabilirdi, abartmadan, sevgiyle…

Kitapta Başkan Allende ve Pablo Neruda’ya da özel bir yer ayrılmış. Özellikle Allende’ye duyulan sevginin tüm baskılara rağmen nesilden nesile aktarılması çok etkileyici bir bölümdü.

Şimdi kitaptan sonra beni etkileyen, hani o biliyorum dağılacak dediğim şeyi not düşmenin sırası, bir iki cümle haline gelebilmişken.

-Bir ülkenin acılı değişimleri yalnızca sürgüne gideni değil kalanı da yıkar. O yıkıcı etki çok yavaş seyreden, tek bakışta anlaşılmayan bir erozyon gibidir. Ruhların ne kadar hasar gördüğünü anlayabilmek için giden ve kalanın bir gün karşılaşması ve birbirlerinin gözlerine bakması gerekir. İşte o an yitirilenin ne olduğu anlaşılabilir.-

(Tamam karalamam bitti.)

Kitap 165 sayfa. 1986 Afa Basımı. Daha sonra Can Yayınları basmış. Film parçalar halinde Youtube’da var. Anca altyazı yok ve İspanyolca. Meraklısı göz atabilir. Filmin adı Acta General en Chile. Youtube’da Clandestino en Chile olarak da bulabilirsiniz.

Yönetmenin filmografisi internette var. Verimli bir hayat yaşamış belli ki Littin. Bu filmi için de şöyle diyor.

“Bu hayatımın en kahramanca eylemi sayılmazdı ama en şereflisiydi.”

Tanışırız elbet. :)

2 Yorum

  • tolum

    Koskoca yazıda en hoşuma giden yer var ama burada yazmayacagım 🙂
    ama “Bir ülkenin acılı değişimleri yalnızca sürgüne gideni değil kalanı da yıkar. O yıkıcı etki çok yavaş seyreden, tek bakışta anlaşılmayan bir erozyon gibidir. Ruhların ne kadar hasar gördüğünü anlayabilmek için giden ve kalanın bir gün karşılaşması ve birbirlerinin gözlerine bakması gerekir. İşte o an yitirilenin ne olduğu anlaşılabilir.-“bu kısım nokta başka söze gerek yok başarılar dilerim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.