• Kitap

    Tünel -Ernesto Sabato

    Artık varoluşçu yazarlarla sınama beni Allahım. Amin! Aslında ben başıma gelecekleri biliyordum da, kendim kaşındım. Kitabın başında yazıyordu: “Romanda, kimseyle iletişim kuramayan tipik bir varoluşçu karşı-kahramanın, insanlık durumunun saçmalığı karşısında içe kapanışını betimledi.” Al işte! Sonra bir de Albert Camus bu kitabın Fransızca’ya çevrilmesine de önayak olmuş. İşte o noktada kaçsam kaçabilirdim aslında. Çünkü artık ne okumam ne okumamam gerektiğini bilecek yaştayım. Varoluşsal sorunlardan uzak durmalıyım, çünkü çözdüm ki ben onları! Vallahi bak! Camus, Sartre… Ama yok olmuyor işte. Ernesto Sabato’nın yaşam öyküsü de içine çekti beni ve Maria Iribarne’yi öldüren adamın öyküsünü okurken buldum kendimi. Tünel’e girmiş bulundum bir kere. Şimdi üçlemenin diğer iki kitabını da okumam gerekiyor ki…

  • Kitap

    Miguel Littin’in Macerası / Şili’de İllegal

    Çok beklemeden, derleyip toplamadan yazacağım çünkü düşüncelerim düşündükçe dağılacak, biliyorum. Gabriel Garcia Marquez’in en kendisinin olmayan kitabını okudum. Bu kitap Şilili yönetmen Miguel Littin’in Şili’ye illegal yollarla girip diktatörlük günlerinde çektiği filmin macerası. Yani Marquez sadece yazıya dökmüş diyebilirdik de, ama kitabı okurken farkettim ki, vasat bir yazarın elinde bu macera heba olabilirdi. Miguel Littin Şili’nin yetiştirdiği önemli bir yönetmen ve Allende yanlısı. 11 Eylül 1973’de Albay Pinochet darbe yaptığında ailesiyle kaçmak zorunda kalıyor ve Şili’ye girmesi kesinlikle yasaklanan beş bin kişiden biri. 12 yıl sonra Littin Şili’de bir film çekmeye karar veriyor ve illegal olarak ülkesine giriyor. Birbirlerinden habersiz bir Hollandalı, bir İtalyan ve bir de Fransız çekim ekibini…